Online Devil

"Devil May Cry da şu anda" "kişi online"

26 Haziran 2011 Pazar

THE GRYPHON RIDER 1

ÇARESİZ KAÇIŞ


Artus, yüz yıllar boyunca insan, ogre, elf ve cücelere yurt olmuş o muhteşem yer. Uçsuz bucaksız toprakları; Darkness vadisinden Silin adasına, Slayer kayalıklarından Haisengraft geçidine kadar verimli ovalar, yüksek dağlar, engin denizler ve çağlayan ırmaklarla şekillenmiş bir harikalar diyarı. Artus bu güzelliklerin bedelini yüzyıllardır süren ve bitmek bilmeyen savaşlarla ödüyordu. Artus’un verimli ovaları tarıma elverişli ve yerleşime uygun olduğu için bu topraklara egemen olmak isteyen insanları ve ogreleri sürekli karşı karşıya getiriyordu. Bu topraklar yüzünden ogreler ve insanlar yıllardır süren amansız bir savaş içindeydiler. Elfler ve cücelerinde insan ve ogrelerden aşağı kalır yanı yoktu. Elfler ormanlara egemen ve rahat bir hayat sürmek isterken cücelerse zenginlik içerisinde bir yaşam için ormanların içinde saklı kalmış madenleri istiyorlardı. Yıllar yılı süren savaşlar hiç bir ırkın aklını başına getirmedi. Ve Artus gibi bir harikalar diyarı bile savaş alanı olmaktan öte gidemedi.

Tandar'daki savaşı kaybeden insanlar sadece bir savaşı değil son savunma hatları olan Tandar kalesini ve kralları Zennon’u kaybetmişlerdi. Savaştan hemen sonra deneyimli bir savaşçı olan Sardus insan ırkının yeni kralı olmuştu. Sarışın mavi gözlü iri yarı bir adam olan Sardus keskin bakışları ve inanılmaz gücüyle yüreklere korku salan bir savaşçıydı. Savaştan sağ kurtulanların yeni önderi olan Sardus'un emriyle insanlar Mendre ormanları yakınlarına çekilmişlerdi. Elfler’in bile unuttuğu bu ormanlardan yararlanarak gizlenecek olan insanlar burada tekrar eski güçlerine kavuşmayı umacaklardı.

Tandar savaşını kaybeden insanlar artık ogrelere ve onların katıksız gücüne karşı koyamayacaklarını biliyorlardı. En azından yeniden güçlenene ve bir ordu kurana kadar gizlenecek ve savunmada kalacaklardı. Bu nedenle Mendre ormanları seçilmişti; çünkü bu ormanlar hem iyi bir gizlenme mekanı hem de elflerin kontrolünde olmayan bir bölgeydi. Yüzyıllar öncesinde Mendre’de elflerin yaşadığına dair kayıtlar bulunsa da elfler mendrede yaşadıkları olaylardan sonra orayı lanetli orman kabul etmişlerdir ve yüzyıllardır Mendre ormanında elf yerleşimi görülmemiştir. Garip bir şekilde elflerin olmadığı bu karanlık ormanda maden arayan cücelerin kayıplara karışmasıyla Mendre ormanında iblislerin yaşadığı ve ormanın lanetli olduğu söylentileri hızlı bir şekilde yayılmıştı. Ancak insanları bu lanetli yerden daha iyi koruyabilecek başka bir yer olmadığını herkes bilse bile Sardus da dahil olmak üzere tüm insanların içinde akıl almaz bir korku vardı. Ama insanlar bu korku sayesinde tetikte olup hayatta kalabilirlerdi. Bu korkular içerisinde Sardus liderliğinde kanlı Tandar Savaşın'dan hayatta kalan insanlar Mendre ormanlarına doğru kaçmaya başladılar.

Ogrelerin büyük çoğunluğu Tandar kalesini yağmalarken kaçan insanları gören bir gurup ogre sayılarına bakmaksızın peşlerine düştü. Nefret dolu bu yaratıklar insanları yer yüzünden silmedikçe Artus’a hakim olamayacaklarını biliyorlardı. Peşlerindeki ufak grubu fark eden Sardus başkaları gelmeden bu gruptan kurtulmak istiyordu ama Sardus’un riske atamayacağı kadar az adamı vardı bu nedenle özel bir birlik oluşturup ogrelere pusu kurmaya karar verdi. Bu birliğin başında da yeni kral olan kendisi yer alacaktı.

Kral Sardus en güvendiği adamı olan General Duka ve en iyi beş savaşçısıyla sayıları yirmi civarındaki ogrelerden kurtulmaya çalışacaktı. Sardus ve adamları ormanın girişinde pusu kurmuş ogreleri bekliyorlardı. Bekleyiş fazla sürmedi ve daha ne olduğunu anlayamadan yedi ogre yere düşmüştü. Sardus’un planı beklenenden iyi başlamıştı. Cesaretle atılan Sardus ve adamları geriye kalan şaşırmış ogreleri kolayca avladı ancak Kitamon’un acı çığlığına koşan adamlar onu karnında bir ogre kılıcıyla buldu ve ona saldıran ogre izlerden anlaşıldığı kadarıyla destek çağırmaya gitmişti. Yine de Sardus insanlarına kaçmaları için gereken zamanı sağlamıştı. Sardus ve adamları Kitamon’u da alıp ogre izcilerine iz bırakmamaya çalışarak hızla Mendre Ormanlarına doğru yola koyuldular. Ogrelere karşı Mendre’nin lanetli ormanlarının koruyuculuğuna güvenmekten başka çareleri yoktu artık. Mendre laneti ogrelerden kaçan insanları bekliyordu.


Cücelerin bilgesi Makamo Hamo der ki : "Güzel bir madenin olmadığı bir orman olmayacağı gibi, uzun kulaklı elflerin içinde olmadığı bir ormanda yoktur. Bu yüzdendir ki savaşırız yıllardır." Ancak cücelerin bilgesi bile yanılmıştır. Ve Mendre ormanlarında yüz yıllardır hiç elf yaşamamasının da elbette bir sebebi vardır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder