Online Devil

"Devil May Cry da şu anda" "kişi online"

26 Haziran 2011 Pazar

THE GRYPHON RIDER 4

GİZLİ KEŞİF



Sardus'un keşif ordusu yola çıkmak için hazırlıklarını nerdeyse tamamlamıştı. Ordunun başında Sardus'un uzun yıllardır silah arkadaşı ve dostu olmuş General Duka vardı. Sardus gizli görevi sadece Duka'ya açıklamıştı. Diğer askerler su ve yiyecek dışında keşfedecekleri şeyin farkında bile değillerdi. Sabaha karşı hazırlıklarını tamamlayan keşif ordusu halkın uğurlaması eşliğinde Mendre ormanının derinlerini keşfe doğru yola çıktı.

Sardus tek oğlu olan Justin'i de bu sefere göndermişti. Bu sayede haylaz oğlunun ordu sevk ve idaresi hakkında Duka'dan birşeyler öğrenmesini istiyordu. Kralın tek oğlu ve insan krallığının varisi olan Justin diğer savaşçıların aksine gücüyle değil aklı ve çevikliğiyle ön plana çıkan yetenekli bir savaşçıydı. Babası gibi sarışın mavi gözlü olan Justin'in yetenekleri onu tekli dövüşlerde nerdeyse yenilmez kılıyordu. Fakat Justin hiç bir zaman bir kral olabilecek yapıya sahip değildi. Justin bir kral oğluydu ordusunu en iyi şekilde yönetmek ve orduyu zafere taşımak onun sorumluluğuydu. Ama Justin savaşçıdan çok bir avcıydı tek başına avlanmayı sever gereksiz yere birisini öldürmenin mantıksız olduğunu düşünürdü ve savaşlarda yer almaktan hoşlanmazdı. Kralın varisi olarak savaşması kaçınılmaz olsa da Justin tüm halkların barış içinde yaşadığı bir Artus istiyordu. Justin halkının gözünde kralın şımarık oğlu olmaktan öte gidememiş başarısız bir prensti. Ancak Justin'e saygı duyulacağı günler pek uzakta değildi.

Keşif ordusu hazırlanmış ve yola koyulmuştu. Ormanın içine giren askerler gerginliklerini atmak için sarkılar söylüyor şakalaşıyorlardı. Uzunca bir zaman yol aldıktan sonra Duka'nın emriyle askerler bir kamp kurdular. Justin kamp ateşi etrafında şakalaşan askerlerden uzak bir ağacın altında uzanıyordu. General Duka yılların verdiği tecrübeyle tehlikenin farkında ve tetikteydi. Keşfin ikinci günü de ilk günü gibi olaysız geçiyordu ki Smorx adındaki iri yarı genç askerden acı dolu bir çığlık yükseldi. Tüm askerler saldırıya hazırlanırken Smorx'un kılıcını bileylerken beceriksizliği yüzünden elini kestiği anlaşıldı ve ağır şakalara maruz kalan beceriksiz Smorx acı içersinde eline hantal hareketlerle bir bez parçası sardı.

Duka sürekli askerlere emir veriyor askerlerin düzenli saflar halinde ilerlemesini sağlıyordu. Klasik keşif düzeninde ilerliyorlardı. Önde okçu atlı birlikler ve ardından mızraklı ağır atlılar geliyordu. Justin ağır atlıların arkasından sakince ilerliyordu. Her ne kadar askerler arasında pek sevilmese de ordudaki kimse Justin’e bir şey olmasını istemiyordu. Her ne kadar işe yaramazın teki de olsa Justin kralın varisiydi. Bu durumdan sıkılan Justin umursamaz bir edayla atını sürüyordu ona göre kendisi kimsenin korumasına ihtiyacı olmayan yetenekli bir savaşçıydı. Daha şimdiden babasının böyle bir keşif için fazla adam yolladığını düşünüyordu ve bu görevin altındaki gizli gerçeği merak ediyordu. General Duka’ya sormayı düşündü ancak babasının en yakın arkadaşı olan bu kendini beğenmiş adamla muhatap olmak istemedi. Nasıl olsa gizlenen gerçek zamanı gelince karşısına çıkacaktı.

Ormanın yakınlarında insanların olabileceği haberini alan Hoenheim hemen olay yerine yakınlarda tek başına yaşayan yetenekli griffonlardan biri olan Hitokiri’yi durumu araştırması için görevlendirdi. Hitokiri çok hızlı bir şekilde olay yerine geldi ve çocukların izlerini takip ederek bir köy olduğunu doğruladı.

Günün ortalarına doğru tecrübeli okçu Wilcox Duka'ya ileride bir su kaynağı olduğu haberini verdi. Duka yaşlı haritacı Arena'ya bu kaynağıda çizmekte olduğu haritaya eklemesini emretti. Keşif askerlere göre başarılı geçiyordu, Duka'ya göreyse her geçen gün başarısızlığa daha çok yaklaşan bir hal alıyordu. Bu keşif ordusunun ormana girişinden bu yana olaysız geçen dördüncü gündü ve Sardus Duka’ya beş günlük bir keşif yapacakları emrini vermişti. Yani Duka'nın Zımcıkların gördüğü yaratığı bulmak için çok az zamanı kalmıştı. Ve görevlerini başardığını sanan askerlerle bu iş çok daha zor oluyordu. Askerler evlerini ve karılarını özlemişti. Geri dönüş yolunu kısaltmak için yavaş ilerliyorlardı. Ama Duka'nın bu durumada bir çözümü vardı...

İnsan ataları der ki : "Askerlere umut vererek herşeylerini alabilirsin."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder